Kokunun hayatımızda ne kadar önemli olduğunu bir düşünelim. Bulunduğumuz yer kötü kokuyorsa orada durmak istemeyiz, herhangi bir yiyecek kötü kokuyorsa bu onun bozuk olduğuna işaret ediyor olabilir.

Yüzlerce liraya parfümler satın alınır, evlere, arabalara özel kokular vardır. Bir kitabı açıp koklarız, basılı gazete kokusunu severiz, kokulu deterjanlar, kremler, şampuanlar kullanırız. Koku duyumuz, hafızamızla ve duygularımızla da ilişkilidir. Örneğin bu yazıyı okurken çevrenizde farklı bir koku varsa, tekrar o kokuyu duyduğunuzda bu yazıyı hatırlayabilirsiniz. Bazı kokular bizi çocukluğumuza kadar zaman yolculuğuna çıkarabilir.

Koku üzerine kitaplar yazılmış, filmler çekilmiştir… Seluz (Fragrance & Flavor Company), kokuların esans ve aromasını uzman aromatisyen ve parfümörler aracılığıyla geliştiren, üreten ve firmalara tedarik eden, 2007’de kurulan yüzde 100 Türk sermayeli bir şirket. Bu genç yaşına karşın kurulduğu günden bu yana dünyanın çeşitli ülkelerine yayılmış. 2018 ve 2019 yıllarında koku kimyasalları kategorisinde ihracat birincisi olmuşlar.

50’DEN FAZLA ESER…

Burada üretilen kokuların arkasında haliyle bir aroma tasarımcısı, yaratıcı bir ekip var. Yaratıcılıkla ve tasarımla alakalı her konuda olduğu gibi işin içine kültür sanatın dahil olması çok uzun sürmemiş. Seluz’un Silivri’de bulunan üretim merkezinde yakın zamanda Seluz Contemporary isimli, kâr amacı gütmeyen bir sanat galerisi kuruldu. Bu galeride de Seluz’un aynı zamanda icra kurulu üyesi olan, disiplinler arası sanatçı Ahmet Yiğider’in küratörlüğünde “Massence” isimli bir sergi açıldı.

“Massence” projesi 15 ülkeden 29 sanatçı ile birlikte hayata geçirilen bir çağdaş sanat projesi. İngilizce “mass” ve “essence” kelimelerinin birleşiminden oluşturulmuş, sergi “Kütle ve öz üzerine” diyor Yiğider. 50’den fazla eserin yer aldığı sergi, 5 bölüme ayrılıyor. Seluz Contemporary’de Ahmet Yiğider ile bir araya geldik. “Massence” projesini konuşmadan önce ilk olarak Yiğider’den sanat galerisinin nasıl ortaya çıktığını öğrendik. Yiğider, Seluz Contemporary’yi bir “fidan” olarak tanımlıyor ve söze, “Mütevazı da olsa aura yaratan bir iş oldu. İleride daha da iyi noktalara gelecek” diye başlıyor.

Projenin temellerinin 3 buçuk yıl önce ortaya atıldığını söyleyen Yiğider, galerinin vizyonunu şöyle açıklıyor: “Bir yanda yaratan bir ekip var burada, bir yandan da çok ciddi bir iş ağımız var. Dünyanın birçok yerinden çeşitli kreasyonları deneyimlemek için gelen insanlar var. Buradaki bir amaç onlarla etkileşim oluşturmak.” Yiğider, diğer yandan şehrin dışın, izole bir alanda olmasına karşında talep olduğunda galeriyi haftanın belirli günlerinde ziyaretçilere açmayı düşündüklerini de dile getiriyor. “Ülkemizde bir şeyler üretebilmiş olmak bile bir anlam taşıyor” diyen Yiğider, “Türkiye’de çok başarılı koleksiyonlar var.

Bazıları çok ketum, kapalı. Bazılarıysa çok açık. Biz o anlamda çok mütevazı bir koleksiyonuz. Bizim burada bir şeyi başardığımızı düşünüyorum: Aslında bu koleksiyon şirket felsefesinin ana fikri etrafında toplandı. Bizim felsemizle, bu duygusal alanla ilişkilendirebildiğimiz bir koleksiyon oluşturabildik” sözleriyle Seluz’un koleksiyonun anlatıyor.

‘KÜTLE VE ÖZ ÜZERİNE…’

Yiğider’e göre “Massence” projesi evrenin başlangıcını oluşturan “Büyük Patlama”yı (big-bang) referans alıyor. Bir koku firması olarak “evrene koku atfetmek” gibi amaçları da olmadığını söylüyor Yiğider. Eserlerin daha ziyade “bir kokunun duyusal betimlemesinde evreni aramak” şeklinde ortaya çıktığına değiniyor. Sergide yer alan sanatçıların bir kısmı eserlerini “Massence” için üretmiş.

Örneğin Kemal Tufan’ın eseri, mekâna özel bir üretim. Bazı eserler ise daha eski yıllarda yapılan ama projeyle uyumlu eserler. Yiğider’in de sergide etkileyici iki eseri bulunuyor. Şimdilik internet sitesi ve koleksiyon kitabıyla sergideki eserler görülebiliyor. Ancak koronavirüs salgını sonrası, internet sitesindeki telefon numarasından galeriyi gezmek için rezervasyon yaptırılabilir. contemporary.seluz.com